ğåôåğàòû êîíñïåêòû êóğñîâûå äèïëîìíûå ëåêöèè øïîğû

Ğåôåğàò Êóğñîâàÿ Êîíñïåêò

M Kuramı, farklı tipteki 5 ayrı Sicim Kuramını tek bir çatı altında toplamaktadır.

M Kuramı, farklı tipteki 5 ayrı Sicim Kuramını tek bir çatı altında toplamaktadır. - ğàçäåë Ôèëîñîôèÿ, BİRLEŞİK ALAN 11- Boyutlu Rİemann Uzayı Einstein Bir Da...

11- Boyutlu Rİemann Uzayı

Einstein bir dahiydi elbet, ancak çok şanslıydı da. Genel Görelilik Kuramı'nı geliştirirken, yalnızca üç uzaysal boyutu ve bir de zaman boyutu olan bir dünyada çalışıyordu. Sonuçta kendi denklemlerini üretmek ve çözmek için aşırı karmaşık bir matematik kullanmak zorunda değildi.

M Kuramı ile uğraşanlar ise "Zar (Brane)" adı verilen tuhaf parçacıklarla dolu 11 boyutlu bir dünyada çalışmak zorunda. Bu terminolojide Sicim, tek boyutlu "zarlara (Brane)"; Membranlar (Membrane) ise, iki boyutlu zarlara (Brane) karşılık geliyor. Daha fazla boyutlu "zarlar" bulunsa da henüz Witten bile bunlarla nasıl başa çıkacağını bilemiyor. Dolayısıyla bu çeşitli Sicim biçimleri, birden fazla Sicim teorisinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Günümüz fiziğinin şu anki geldiği noktada beş farklı Sicim teorisi vardır. Bunlar: I. Tip Sicim teorisi adıyla anılan iki uçlu bir tel gibi açık olan “açık sicimler” ve iki ucu birbirine bağlanarak bir halka oluşturan “kapalı sicimler”. Geriye kalan dört tip sicim teorisini oluşturan II. Tip Sicim teorisi ise, II-A, II-B, Heterotik-A ve Heterotik-B şeklinde yalnızca kapalı sicimlerden oluşmaktadır. Aslında M teorisi, bu birbirinden farklı beş Sicim teorisini 11-Boyutlu Uzay-Zamanda birleştiren ve aynı yapının değişik görüntüleri olarak gösteren bir Pertürbasyon (Sicim yüzeylerine ait zar yapısının dalgalanmalarına dayalı bir teorem) teorisidir. Bu "zarlar", kaç boyutlu bir yüzeye sahiptir ve ne şekilde bükülüp katlanabilmektedir? Veya M teorisi bu alt edilemeyen sorunun çözümünde nasıl yardımcı oluyor?

Bunun yanıtı, şaşırtıcı ve oldukça iyi bilinen bir fiziksel durum olan ikilikte (dualite) yatıyor. Basitçe anlatılacak olursa, M teorisinin pertürbasyonlu (Uzay-Zamanın deforme olmasına dayalı bir teorem) ve pertürbasyonsuz bölgeleri arasında bu ikiliğe dayanan basit matematiksel bağıntılar bulunuyor. Bu ikiliğin nasıl işlediğini ve Sicim teorisinde ortaya çıkan sonsuzlukların M teorisi tarafından nasıl giderildiğini anlamamız için şöyle bir örnek verebiliriz:

Maxwell’in klasik Elektromanyetizma teorisine bir göz atalım. Maxwell’in denklemlerindeki Elektrik alanı ile Manyetik alanının ve e elektrik yükü ile g manyetik yüklerinin yerleri karşılıklı olarak değiştirildiğinde, denklemler aynı kalacaktır. gibi ikili bir aktarım yapıldığında Maxwell denklemlerinde hiçbir değişim meydana gelmez. Ayrıca Maxwell’in teorisinde e’nin g ile çarpımı sabit bir değer verir; dolayısıyla küçük miktarlardaki e elektrik yükü, büyük bir g manyetik yüküne karşılık gelir. Böylece teorinin kendi içerisindeki ayar değişmezliği korunmuş olur. Örneğin elimizde g2’ye bağlı ve kesin olarak çözemediğimiz bir denklem var. Başvurulan standart matematiksel yol, g2’yi şeklinde sonsuz terime sahip olan bir seri toplamı olarak ele alıp yaklaşık bir sonuç elde edilmesidir. g, 1’den küçük olduğu sürece, seri açılımındaki her terim bir öncekinden daha küçük olacak ve seri toplamı tek bir değere yakınsayacaktır. Fakat g, 1’den büyükse, sonuç büyüdükçe büyüyecek ve başvurulan yol başarısız olacaktır.

İşte burada ikilik (dualite) işin içine girer. Eğer g, 1’den büyükse, o zaman e, 1’den küçük olacaktır. Böylece e üzerinde yapacağımız pertürbasyon teorisinin çözümlemesinde serisi kullanılarak bir çözüm bulunabilecektir. Bu durum, e değerleri için M teorisinin pertürbasyon çözümlerini kullanarak, g’nin pertürbasyonsuz bölgesindeki çözümünü elde etme olanağı sağlayacaktır. Dolayısıyla günümüz matematiğinde tanımlanması ve çözümlenmesi neredeyse imkansız olan Sicim problemleri, M teorisinin pertürbasyon çözümlerinin kullanılmasıyla, daha kolay ifade edilebilen küçük değerli başka bir Sicim teorisine denk düşürülerek çözülebilmektedir.

Öyleyse bu garip şekillerden hangileri Evren'in temel yapılarını oluşturuyor? Sicim Kuramı'yla uğraşan teorisyenlerin bu konuda henüz hiçbir ipuçları yok. M Kuramı'nın dünyası öylesine alışılmadık ki, bilim adamları aynı anda hem fizik hem de matematik cephesinde savaşmak zorunda kalıyorlar.

Belki de Isaac Newton'ın hareket yasalarını oluşturabilmek için diferansiyel ve integral hesabı geliştirdiği gibi, onlar da yeni fiziği oluşturabilmek için yeni hesap yöntemleri geliştirmek zorunda kalacaklar. Üstelik Sicim Kuramı'nın, Kuantum Mekaniği'ndeki gibi deneysel kanıtları da yok. Dolayısıyla ne Sicim Kuramı ve ne de M Kuramı Birleşik bir kuram oluşturamamaktadır. Fakat bu Kuramlar, Fizik yasalarını birleştiren Birleşik bir Kuram oluşturma yönünde atılan önemli birer adım olarak görülmelidir ve önümüzdeki süreçte bu kuramların daha da geliştirilmesiyle bu amaca daha da yaklaşılmış olacaktır.

Önümüzdeki 10 yıl içinde bu durum değişebilir. ABD ve Avrupa'daki dev parçacık çarpıştırıcılarında yapılacak deneyler sonucunda Süpersimetriye ilişkin doğrudan kanıtlar ortaya çıkabilir. Bu deneyler, belki de farklı boyutların varlığını da kanıtlayacak. Acaba Einstein böyle çılgın fikirlerin olduğu bir çağda yaşasaydı ne düşünürdü?

Columbia Üniversitesi'nden Green "Einstein buna bayılırdı" diyor. Green'e göre, eğer genç Einstein, profesyonel kariyerine 1900'lü yıllarda değil de 2000’li yıllarda başlasaydı, Kuantum Mekaniği'ne duyduğu güvensizliği yenerdi. Ayrıca zarları, süpersimetrik parçacıkları ve süpersicimleri benimserdi.

Hatta, geleneksel düşünme tarzını aşmak ve dünyayı hiç alışılmadık yönleriyle algılamak konularında böyle olağanüstü bir yeteneği olduktan sonra, Büyük Birleşik Kuramı tamamlayan kişi de o olabilirdi. Kim bilir, belki de Einstein'ın "bitmemiş entellektüel senfonisini" tamamlamak için bir "Einstein" daha gerekecek.

BİrleŞİk Alan Kuramı (Teorİsİ)

DoĞanın Dört Temel Kuvvetİ

Maddeler ve parçacıklar birbirleriyle etkileşim içindedirler. Bu etkileşimler evrende bulunan temel kuvvetlerdir ve evreni şekillendirirler. Evrende dört temel kuvvet vardır. Birleşik alan kuramına göre bu dört kuvvet gerçekte tek bir kuvvettir. Fakat, birbirinden ayrı kuvvetlermiş gibi görünürler. Ne olduklarını anlamak için de onları öyle kabul etmek olasıdır. Bu kuvvetlerin bir sınıflandırılması ve temel kuvvet taşıyıcıları aşağıda verilmektedir:

FİZİĞİN TEMEL KUVVETLERİ KUVVET ALANI TAŞIYICILARI
1-GÜÇLÜ ÇEKİRDEK KUVVETİ Manyeton (m+,m¯ ve m0)
2-ZAYIF ÇEKİRDEK KUVVETİ Bozon (w+,w¯ ve w0)
3–ELEKTROMANYETİK KUVVET Elektron (e+,e¯ ve e0)
4-KÜTLEÇEKİM KUVVETİ Graviton (g+,g¯ ve g0)

1- GÜÇLÜ ÇEKİRDEK KUVVETİ: Temel kuvvetlerin en kuvvetlisiGüçlü Çekirdek Kuvveti’dir. Bu kuvvet sayesinde, atomlarbiçimlenir. Atomlarınve insanların,atomdan küçük parçacıklara ayrılması; bir proton, bir nötronve elektronyığınına dönüşmesi engellenir. Birleşik Alan Teorisine göre, Güçlü çekirdek kuvvetinin kuvvet taşıyıcısı, Manyetik monopolleri oluşturan Manyeton’dur.

2- ZAYIF ÇEKİRDEK KUVVETİ: Zayıf çekirdek kuvveti ise, güçlü çekirdek kuvvetinden, yaklaşık 1000 kez daha güçsüzdür. Bir anlamda, çekirdek içersindeki bir arada tutucu güce karşı çalışarak, bazı nükleer parçalanmalaraimkan verir. Bazen çekirdek, kararlılığını korumak için, kendisini parçalar ve bozunarak farklı bir atoma dönüşür. Bazı radyoaktifdönüşümler, çok şaşırtıcıdır. Örneğin bir metal radyum atomu, bir alfa parçacığına (2 proton, 2 nötron) yayarak bozunur ve değişime uğrayıp metalden radondiye bilinen bir gaza dönüşür. Yani katı metalden, sıvı gaza tek sıçrayışta geçilmiş olur. Radon gazıda, bozunumuesnasında, aynen radyum gibi bir alfa parçacığıyayar ve tekrar metaledönüşür. Doğada bulunan bütün elementler katı, sıvı veya gazşeklinde, metalveyaametalolarak; protonlarve nötronlargibi aynı yapı taşlarındanmeydana gelmektedir. Evrenin fiziğinetemel teşkil eden şey, işte böylesine şaşırtıcı ve görkemli bir şeydir. Zayıf çekirdek kuvvetininkuvvet taşıyıcısı, w+,w¯ ve w0Bozonları’dır.

3- ELEKTROMANYETİK KUVVET: Elektrik kuvveti, elektrik yüklü iki parçacığın, birbirini ittiği ya da birbirini çektiği kuvvettir. Manyetik kuvvetise, elektrik yüklü bir parçacığın, manyetik alandangeçerken, üzerine etki eden kuvvettir. Bu iki kuvvet, birbiriyle ilişkilidir. James Clerk Maxwell, 1873’te elektrikve manyetik kuvvet alanlarının, uyduğu denklemleri buldu. Böylece günümüzde, elektomanyetizmadenilen bir birleşik teoriyi, elde etmiş oldu. Bu güç, çok büyük bir menzile sahiptir. Manyetik alanların,yıldızlararası etkileri söz konusudur. Elektromanyetik güç, kuvvetli çekirdek gücünden, yaklaşık 100 kez daha zayıfdır. Kuvvet taşıyıcısı Elektronlar’dır.

4- KÜTLEÇEKİM KUVVETİ: Kütleçekim gücüise, Güçlü Çekirdek Kuvvetinden1042 kez daha zayıftır. Fakat Planck ölçeğinde daha güçlü hale gelerek, tüm kuvvetler gibi kütleçekim kuvveti de birleşik alan kuvvetinin bir parçası haline gelir ve kuvvet ölçeği diğer kuvvetlerle eşitlenir. En zayıf güç olmasına rağmen, keşfedilen ve sayısal olarak tanımlanan, ilk temel kuvvet kütleçekimidir. Kuvvet taşıyıcısı, Graviton‘dur. Bir atomun büyüklüğünün 10-10 m. dışına çıkıldığında, çekirdek güçlerindenhiçbiri, etkili değildir. Birkaç cm'nin ötesine geçildiğinde, aynı şey elektromanyetik kuvvetiçin de geçerlidir. Evrendekiçoğu bölge, kütleçekimininetkisi altındadır. Evrendeki erken dönemlerindeki gazları,devasa galaktik bulutlaraçevirip, daha sonra da, dönen yıldızve gezegenlerimeydana getirecek şekilde sıkıştırarak, evrenin yapısını biçimlendiren kuvvet de kütleçekimiidi. Uzaydan bakıldığında, Güneş, Ayve Dünya'nın kusursuza yakın dönen küreler olduğu görülür. Buna sebep olan etken ise,yerçekimi (kütleçekimi)’dir. Her biri, kütleçekimininetkisiyle, bütün yönlerden eşit olarak içeri çökerek; birer küreyedönüşmüştür.

Doğanın dört temel kuvveti, bir galaksinin oluşumundan yeni doğan bir canlının oluşumuna kadar bilinen tüm olaylardan sorumludur. Her ne kadar, bu kuvvetlerin içerisinde en zayıfı Kütleçekim kuvveti ise de, bu kuvvet dünyanın güneş çevresindeki hareketini ve havaya fırlatılan bir cismin yörüngesini tayin eder. Daha güçlü olan Elektromanyetik kuvvet ise, 1042 kat daha güçlüdür. Aralarında “r ” uzaklığı olan iki elektron düşünelim. Bunların aralarındaki elektriksel itme kuvveti “” şeklinde yazılabilir. Burada “e” elektronun sahip olduğu elektrik yükünü göstermektedir. Bu iki elektron arasındaki kütleçekim kuvveti ““ şeklindedir. Burada “me, elektronun kütlesini göstermektedir. Dolayısıyla Kütleçekim kuvvetinin elektriksel kuvvete oranı, ““ ya da yaklaşık olarak 10-42 olarak bulunur.

Kütleçekim kuvveti tamamıyla önemsizmiş gibi görünmesine rağmen, elektrik yüklü parçacıklar genellikle elektron ve proton gibi çiftler halinde ortaya çıkarlar. Pozitif ve negatif yükler sadeleştiğinde ise nötr (yüksüz) cisimler ortaya çıkar. Kütleçekim kuvvetini taşıyan parçacıklar olarak kabul edilen gravitonlarda ise, elektrik yüklerinde “e+, e- ve e0” şeklinde olduğu gibi; kütleçekim yükü olarak “g+, g- ve g0” şeklinde kuantalanmıştır. Bu durum aynı zamanda, diğer kuvvet alanı parçacıkları ve evren ölçeğindeki tüm diğer parçacıklar için de geçerli olan parity (çift olarak yaratılma) durumuna uygun düşmektedir. Dolayısıyla tüm maddî parçacıklar gibi, kütleçekimi yükleri de pozitif ve negatif olarak kuantalanmış durumda olmak zorundadır. Diğer temel kuvvetler yakın mesafelerde etkili olurlarken, kütleçekiminin etkisini hissedebilmemiz için çok büyük ölçeklere (Yıldızlar ve Gezegenler arasındaki mesafeler gibi) çıkmamız gerekir. Yıldızlar, kütleçekiminin çekim etkisiyle; buna karşı direnen ve endüktans etkisinde olduğu gibi, kütleçekim kuvvetini zayıflatmaya çalışan ve buna ters yönde oluşan bir itici güç gibi, çalışan Elektromanyetizmanın çekişmesinin bir sonucu olarak, yıldızın merkezinde bulunan tekillik noktası etrafındaki yüksek basıncın aynen bir sinüzoidal işaret gibi salınım yaparak (Aynen, bir Kalp atışı gibi Artıp-Azalarak) belirli bir dengede tutulmasıyla yaşarlar. Galaksileri de kapsayan çok daha büyük ölçeklerde ise, kütleçekimi üstün gelir.

Elektromanyetik kuvvetler, atomla ilgili tüm özelliklerden sorumludurlar. Bu kuvvetler, kimya yasalarını ve genetik özelliklerimizi biçimlendiren DNA moleküllerinin yapısını yönetirler. Kas gücünden dinamitin patlayıcı kuvvetine, kelebeğin kanat çırpmasından gergedanın saldırmasına kadar bildiğimiz tüm doğal olaylar elektromanyetik kuvvetlerle ilgilidir. Elektromanyetik etkileşmeler, elektromanyetik kuvvetin taşıyıcısı olan elektronlar tarafından kontrol edilir.

Geriye kalan diğer iki kuvvet, Güçlü Çekirdek kuvveti ve Zayıf Çekirdek kuvveti, atom çekirdeklerini bir arada tutan nükleer (çekirdeksel) kuvvetlerdir. Bunlar temel kuvvetlerin en güçlü olanlarıdır. Zayıf nükleer kuvvet, kendisini ağır ve kararsız çekirdeklerin radyoaktif bozunması şeklinde gösterir. Nötrino adı verilen kütlesiz parçacıkların yayınlanmasından, atom çekirdeği dışında kararsız olan nötronların varlığı ve bozunmalarından da Zayıf Nükleer (Çekirdek) kuvveti sorumludur. Zayıf etkileşme, zayıf kuvveti taşıyan ve elektron benzeri bir iş yapan bir parçacık tarafından kontrol edilir. 1985 yılında keşfedilen ve W bozonu adı verilen bu parçacığın kütlesi, protonun kütlesinin yaklaşık 80 katı kadardır. Aslında biri pozitif, diğeri negatif yük taşıyan iki W bozonu ve bunlarla ilişkili yüksüz bir parçacık olan Z bozonu vardır. Bu parçacıklar, düşük enerjilerde elektromanyetik kuvvet ve zayıf nükleer kuvvet arasındaki büyük farktan sorumludurlar.

Geriye kalan son temel kuvvet olan, Güçlü Nükleer (Çekirdek) kuvvet ise, bir atom çekirdeğindeki protonları ve nötronları bir arada tutan mekanizmaları kontrol eder. Mezon adı verilen çok kısa ömürlü parçacıkların ortaya çıkışları ve yok oluşlarından sorumludur. Mezonlar olmasaydı, atom çekirdeklerinin içlerinde bulunan protonların karşılıklı elektromanyetik itme ve çekme kuvvetleri nedeniyle dağılmaları gerekirdi. Bu mezonlar ilk kez, atmosfer içinde çok yükseklere çıkan balon deneyleri sırasında kozmik ışınlarda keşfedildi ve daha sonra parçacık hızlandırıcılarında tespit edildiler. Bu yüzden, protonun kendisi temel parçacık değildir. Protonun, kuark adı verilen temel parçacıklardan oluştuğu bulunmuştur. Kuarkların elektriksel yükleri de, diğer temel parçacıklar gibi pozitif ve negatif olarak kuantalanmıştır. Fakat diğer yüklerle aralarındaki tek fark, kuarkların kesirli sayıda yük içerebilmeleridir (q-=-1/3e, q+=+1/3e gibi).

Temel olarak üç kuark bulunur ve üç ana rengin adıyla kodlanmışlardır (ur {kırmızı}, ug {yeşil} ve ub {mavi} gibi). Kuarkları protonun içinde tutan temel parçacık taşıyıcılarına Birleşik Alan Teorisinde “Manyeton” diyeceğiz. Çünkü ilerki bölümlerde de göreceğimiz gibi, protonun en temel parçacığı, tekillik noktasında bulunan ve protonun diğer alt parçacıklarının ve kuarkların aralarındaki etkileşmeyi sağlayan ve güçlü nükleer kuvvet alanını taşıyan alt parçacık bu tekillik noktasında yer alan manyetik yükler, yani Manyetonlar olacaktır. Manyetik yükler çok küçük hacimli ve Planck ölçeğinde yer almalarına rağmen, kütleleri çok büyüktür ve neredeyse protonun kütlesinin büyük bir bölümünü (%90’dan fazlasını) içerir. Bu parçacıklar, elektronların elektromanyetik kuvveti; W ve Z bozonlarının zayıf nükleer kuvveti taşıması gibi, güçlü nükleer kuvvet için de benzer rolü oynarlar. Manyetonlar, kuarklar gibi renk kodları taşımazlar fakat pozitif ve negatif olarak manyetik yüke (m+=+66e, m-=-66e gibi) sahiptirler. Aslında renk kuvveti, güçlü nükleer etkileşmeleri ayırmak ve tanımlamak için kullanılan bir yöntemdir. Yoksa, kuantum renklerinin ışığın renkleriyle uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur.

Temel kuvvetlerin ilk üçü, yani Elektromanyetizma, Zayıf Nükleer kuvvet ve Güçlü Nükleer kuvvet Kuantum teorileriyle; dördüncü kuvvet olan Kütleçekimi ise, Görelilik (Relativite) teorisiyle tanımlanır. Tüm bu kuvvetleri tek bir tanım altında birleştirmeye çalışan teori ise şu anda halen yapılmaya çalışılan ve tüm temel kuvvetleri tek bir çatı altında toplamaya çalışan Birleşik Alan Teorisidir. Eğer evrenin “İlk” (Yaratılış) anındaki fiziğini ve evrenin “son” (Kıyamet) anındaki fiziğini ve ikisinin arasındaki geçiş durumlarını ve mekanizmaları anlamak istiyorsak, böyle bir teori gereklidir.

DoĞanın DUalİtesİ: Parİty (Çİftler halİnde Yaratılma)

Maddenin ve parçacıkların birbirleriyle etkileşim yapabilmesi için çift kutuplar halinde yaratılmaları gerekir (Artı (+) ve Eksi () yükler, Kuzey (N) ve Güney (S) kutuplar gibi). Eğer maddeye yeterince büyük bir elektromanyetik alan uygularsak bu sanal çiftleri birbirinden ayırabiliriz. Çiftler birbirinden ayrıldığında ise, yok olma olayı büyük bir oranda ortadan kalkar ve bu durumda gerçek parçacık çiftlerini elde etmiş oluruz. Örneğin, bir elektron ve onun pozitif yüklü elektrik yüklü arkadaşı olan pozitrondan oluşan bir çift yaratmak için, gereken elektrik ya da manyetik alanın enerji yoğunluğu, bu parçacıkların kütlesini yeniden yaratmak için gerekli olan enerjiden fazladır. Bu enerji, Einstein’ın E=mc2 formülü kullanılarak hesaplanabilir. Elektron-pozitron çifti için bu enerji miktarı, 1 milyon elektron volttur. Boşlukta çift yaratılması laboratuarda, örneğin parçacık hızlandırıcılarında gözlemlenmiştir. Dolayısıyla tüm madde parçacıkları çiftler halinde var olmalıdır.

Evrenin ilk anları, çok uzak olmakla birlikte, Birleşik Alan Teorisinin öngördüğü temel parçacık çiftlerinin yaratılmasını incelemek için ideal bir ortam ve yapay olarak oluşturulmuş ve çok iyi donanımlı bir laboratuar gibidir. Bu dönemlerdeki evrenin sıcaklığını tanımlamak için, derece biriminden genellikle (eV) olarak gösterilen enerji birimine geçmek gerekir. Bunun nedeni, parçacık kütlelerinin geleneksel olarak, E=mc2 formülüne göre, eşdeğer oldukları enerji cinsinden ifade edilmesidir. Örneğin, elektronun kütlesi yarım milyon elektron volttur (0,5 MeV). Hem parçacık hızlandırıcılarında hem de evrenin ilk dönemlerinde elektron-pozitron çiftleri 1 MeV sıcaklıkta (10 Milyar derece Kelvin’e eşdeğer bir sıcaklık) kendiliklerinden ortaya çıkarlar. Bu sıcaklık, evren henüz bir saniye yaşındayken vardı. Evren yaşlandıkça ve sıcaklığı bu eşik değerin altına düştükçe parçacık yaratılması süreci kendiliğinden durdu ve o zamana kadar yaratılmış olanlar yok olarak ışınıma dönüştüler. Bugünkü evrende bulunan elektronlar, teorimizin ilerleyen bölümlerindeki kütleçekim denklemlerinde de göreceğimiz gibi, hiçbir zaman pozitronlarla çift olarak yaratılmadılar. Elektronlar maddî evrene yansıtılarak atomun yapısında yer alırken; pozitronlar 5. Boyut doğrultusundaki tünelin diğer ucunda, karadelik tekilliğinde kaldılar. Dolayısıyla bu parçacık çiftlerinin yeniden oluşturulması, ancak hızlandırıcılarda gerçekleştirilen çok yüksek enerjili parçacık çarpışmaları sonucunda elde edilebilir hale geldi.

Daha ağır olan protonun kütlesi ise, yaklaşık 1 Milyar elektron volttur (1 GeV). Proton-antiproton çiftleri, 2 GeV’dan daha yüksek sıcaklıklarda ki, bu büyük patlamadan yalnızca saniyenin milyonda biri kadar sonraki bir süreyi kapsıyor, yaratıldılar. Daha yüksek sıcaklıklarda, normal koşullarda çok kısa ömürlü olan daha egzotik parçacıklar yaratılırlar. Evren, ilk dönemlerinde mezon ve antimezonlarla, kuark ve antikuarklarla, graviton ve antigravitonlarla kaynıyordu. Dolayısıyla, büyük patlamadan yalnızca on milyarda bir saniye sonrasına karşılık gelen 100 GeV sıcaklığında ışınım alanıyla termal denge içinde olan 100’den fazla parçacık ve karşı parçacık vardı. Evrenin ilk oluşmaya başladığı, büyük patlama anında ise, yaklaşık 496 parçacık ve karşı parçacık bir arada bulunuyordu.

Maddenİn DUalİtesİ:

– Êîíåö ğàáîòû –

İòà òåìà ïğèíàäëåæèò ğàçäåëó:

BİRLEŞİK ALAN

BE BOYUTLU RELAT V TE amp B RLE K ALAN Copyright By Murat... Yazar Author Murat UHRAYO LU... Sayfa Düzeni ve Grafik Tasar m Murat UHRAYO LU...

Åñëè Âàì íóæíî äîïîëíèòåëüíûé ìàòåğèàë íà ıòó òåìó, èëè Âû íå íàøëè òî, ÷òî èñêàëè, ğåêîìåíäóåì âîñïîëüçîâàòüñÿ ïîèñêîì ïî íàøåé áàçå ğàáîò: M Kuramı, farklı tipteki 5 ayrı Sicim Kuramını tek bir çatı altında toplamaktadır.

×òî áóäåì äåëàòü ñ ïîëó÷åííûì ìàòåğèàëîì:

Åñëè ıòîò ìàòåğèàë îêàçàëñÿ ïîëåçíûì ëÿ Âàñ, Âû ìîæåòå ñîõğàíèòü åãî íà ñâîş ñòğàíè÷êó â ñîöèàëüíûõ ñåòÿõ:

Âñå òåìû äàííîãî ğàçäåëà:

BİRLEŞİK ALAN
TEORİSİ ©Copyright By: Murat Uhrayoğlu ~ 2007 ~ “Kainatın meydana gelişini izah eden “Büyük Patlama” (Big Bang) isimli popüler t

Web: www.kiyametgercekligi.com
    ©Bu eserin basım ve yayın hakları yazarın kendisine aittir. Fikir ve Sanat E

I. BÖLÜM
FİZİK YASALARINA GENEL BİR BAKIŞ Giriş ……………………………………..….……….……...........................................19-23 Fizik Yasalarına Gen

II. BÖLÜM
TEORİNİN MATEMATİKSEL TEMELLERİ Vektör Cebiri.............................……………………....................................321-327 Eğrisel Koo

III. BÖLÜM
5- BOYUTLU RELATİVİTE (İZAFİYET) TEORİSİ Giriş……………………………………..………...................................................389-390 Gen

TEORİNİN FİZİKSEL İSPATLARI ve UYGULAMALARI
I- Lavabodan Akan Suyun Neden Burgaç Yaparak Aktığı Üzerine……..……….…...……………………………..……..527-533 II- Yerin Manyetik Alanı ve Pusulada Meydana Gelen Sapma Üzerine……….....

Ve Bu Çalışmada Manevî İlham Aldığım
Üstâdım Mevlâna Hâlİd-İ Bağdâdî’ nin, Ve O’nun Talebelerİ’nin, Ve O’nun Gizemli Arkadaşı

Tarihin eski dönemlerinde, Sümerler Evreni su üzerinde yüzen yedi katlı bir disk olarak tasavvur ediyorlardı ..
GERÇEK: Albert Einstein’ın muazzam üç önemli teorisi vardı: İlk kuramı, İzafiyet Teorisi (1905) bize E=mc2 denklemini vermiştir ki, bu da a

Çekirdek Kuvvetleri: Güçlü Çekirdek Kuvveti ve Zayıf Nükleer Kuvvet.
  Bunu biraz daha ileri götürürsek, 5-Boyutlu yani “Kaluza Relativitesinde” bu iki ana kuvvetin de aslında tek bir kuvvet olduğunu göreceğiz. Uzay-zamanın f

Atomların kararlılığı.
Bu yüzyıldaki Gazların Kinetik Kuramı, Klasik Fiziğin çok önemli buluşlarından biriydi. Bu kurama göre, hiç bir molekülü dışarı kaçırmayacak ideal

Louis Victor de Broglie (1892-1987).
1923'te Broglie, eğer elektronlar gerçek dalgalar gibi kırınım gösterebiliyorsa, kendi düşüncesinin deneysel olarak doğrulanabileceğini belirtti. Bir okyanus dalg

ATOMUN YAPISI
Atom çekirdeğinin varlığı üzerine ilk çalışma radyoaktifliğin keşfinden sonra elde edilen α ışınlarının bir altın y

IŞIĞIN YAPISI
"וַיֹּאמֶר אֱלֹהִים, יְהִי אוֹר; 

Ile temel fiziksel nicelikler ve Denklemler.
Burada "soğurmak"tan kastedilen şudur ki, yukarıda da belirttiğimiz gibi, atomdaki her bir yörüngenin altında bir de alt yörüngeler vardır ve elektronlar bu

Işığın tanecikli yapısını oluşturan fotonun, Elektromanyetik yapısını gösteren Grafikler.
Cismin rengi, ışık kaynağından gelen ışığın özelliğine ve söz konusu cismin bu ışığın ne kadarını dı&#

MADDENİN BİLİNEN EN KÜÇÜK YAPI TAŞLARI: KUARKLAR
Alışılagelmiş bir ifade ile, maddenin en küçük ve en temel yapı taşı atomdur. Etimiz, kemiğimiz, gıdalarımız, toprak ve su hep atomlardan meyd

Atomun alt yapısını ve temel yapıtaşlarını gösteren grafikler.
Mesela, Şu elinizde tuttuğunuz Kitap ve Dergi, temelde enerjiden ibaret, yani inanılmaz bir güce sahip görünmez kuvvetlerin bir arada tuttuğu bir enerjidir aslında. Newton,

Kuantum Mekaniğinin kurucuları olan Fizikçiler: Max Planck, Karl W. Heisenberg, Richard Feynman ve Erwin Schrödinger.
Bilim tarihinde ışığa tanecik olarak ilk yaklaşan 1700’lü yıllarda Newton olmuştur. Ancak ondan sonra Young, 1800’lü yıllarda meşhur girişim deneyi

KUANTUM KÜTLEÇEKİMİ TEORİSİ: BİRLEŞİK ALAN TEORİSİNİN ÖNCÜSÜ
Görüldüğü gibi Kuantum âlemine indiğimizde içinde yaşadığımız âlemdeki kâideler tamamıyla geçersiz sayılabilir. Günümüzde bilim ve teknoloji son derece

Kuantum Mekaniğinin büyük açmazı: Dalga mı? Parçacık mı? Kavramı.
Bunlara ilaveten, 15 yıldır devam eden araştırmalara rağmen, sırrını koruyan Nötrino ve enerji bakımından zengin diğer komşu tanecikler d

BİR KUANTUM YUMURTASI (MANYETİK MONOPOL) MODELİ OLUŞTURMAK
  Teorimizin bu bölümünde, Birleşik Alan Teorisinin öngördüğü ve yukarıdaki pek çok şekilde ve teorimizin pek çok yerinde sıkça kullanacağımız

Atom Çekirdeğinde bulunan temel partikülleri gösteren Diyagram.
Modelimizi oluşturma için, ilk önce, kütleçekim alanının taşıyıcı yükü olan graviton için şöyle bir 5-Boyutlu Skaler Vektör Alanı tanımlayalım

Schwarzschild denkleminin parametrik çözümüne göre tanımlanan uzay-zaman yapısı ve Karadelik-Akdelik mekanizması.
ve olmak üzere elektrik alan

MANYETİK MONOPOLLERE DOĞRU: YENİ BİR 5-BOYUTLU UZAY-ZAMAN MODELİ İNŞA ETMEK
Birleşik alan teorisi, kuantum karadelik tekilliği noktasında, 5 ve daha yüksek boyutlardaki süpersicim zar yüzeyi üzerinde tanımlandığı için ve bu mekanizman

Reel eksen boyunca gamma fonksiyonunun 3-boyutlu grafiği.
Gamma fonksiyonunun birleşik alan teorisindeki önemi ise, sınırlı bir değer aralığında, örneğin 0 ila 1 gibi tanımlanmış bir bölgede sonu

BOYUTLU SİCİM TEORİSİNİ BİRLEŞİK ALAN TEORİSİNE EKLEMEK

Konum vektörünün, Manyetik monopol yüzeyi üzerindeki diferansiyel manifold üzerinde taradığı yörünge eğrisi.
şeklinde parçalı bir kuvvet alanı tanımlayalım. Bu ifadenin zamana göre 2. türevini alırsak;

Yörünge eğrisinin sınırladığı kapalı alanı tarayan vektörü P noktasında yörüngeye teğettir.
Bu durumda; olur ve v(r,t) Skaler Vektör Alanının zamana bağlı türevinin mutlak değeri;

Yenİ BİR atom modelİ OLUŞTURMAK
Daha önceki bölümlerde Kütleçekimiyle Elektromanyetizmanın Planck ölçeğinde oluşturduğumuz Kuantum Yumurtası Modeli üzerinde yaptığımız matematiksel ana

Manyetik Monopolleri öngören Kuantum Kütleçekimi Teorisine göre Yeni Atom Modeli.
  Burada q, atomun dış yüzeyindeki toplam elektrik yükü; R, atom çekirdeğinin yarıçapı ve K, Coulomb sabitidir. Fakat kuantum boyutlarda

Bazı temel parçacıklara ait Feynman sicim diyagramları.
Doğanın görünebilen boyutlarında temel partiküller ve kuvvet alanları ayrık gibi görünse de, temel boyutlarına inildiğinde parçacıkların ve kuvvet alanl

Elektronun yörünge etrafında dönmesiyle oluşan Manyetik momentin ve etrafındaki manyetik alanın oluşumu.
Birleşik alan teorisi, zaten QCD (Kuantum kromo dinamik) ve QED (Kuantum elektrodinamik) kuramlarını içerdiğinden bunların detaylarına girmeyeceğiz. Örneğin,

GENEL DURUMDA 5-BOYUTLU İNDİRGENMİŞ ”ELEKTROZAYIF ALAN TANSÖRÜNÜN” ELDE EDİLMESİ VE SONUÇLARI
Şimdi, tekrar tansör hesabına dönelim. Euler-Lagrange denklemi: olmak üzere; Einstein-Yang-Mills a

Higgs bozonunun tahmin edilen kütle değer aralığını gösteren dağılım grafiği.
Yukarıdaki tabloda yer alan Goldstone bozonları standart modelde; olarak tanımlan

ELEKTROZAYIF KURAMININ KUANTUM MEKANİKSEL SONUÇLARI
Elektrozayıf kuramını ve elektromanyetizma ile çekirdek kuvvetlerinin birleşimini genel hatlarıyla gösterdikten sonra, şimdi de Elektrozayıf kuramının b

KARADELİKLER VE EVRENİN SONU: YENİ BİR EVREN MODELİ OLUŞTURMAK
Evrenin 11-Boyutlu yapısının matematiksel bir modelini oluşturabilmemize rağmen, fizik yasalarıyla evrenin geleceği hakkında bir tahminde bulunmak ve ilerki

KUANTUM KÜTLEÇEKİMİ TEORİSİNİN SONUÇLARI
“Kâinatın en anlaşılamayan yanı, anlaşılabilir olmasıdır.” der, Einstein. Bu sözle, alışageldiğimiz, sebebini hiç kurcalamadığı

Göreliliğin temsilî bir resmi: Uzay-Zamanın eğrilmesi.
  Einstein, çalışmalarının asıl ağırlığını, görelilik kuramını daha genel bir çerçeveye yerleştirme çabası ü

Yılında, Edwin Hubble uzayın sürekli dışarı doğru genişlediğini keşfetti..
Genel görelilik kuramı, yalnız Newton’un fiziğinden değil; Eukleidesçi geometriden de kopuşu simgeliyordu ve üçboyutlu düz bir Uzay-Zaman yerine dört boyutlu Uzay-Zaman dah

Newton’dan Eİnsteİn’a
Isaac Newton, 4 Ocak 1643 tarihinde küçük bir İngiliz kasabası olan, Lincolnshire kentinin Woolsthorpe kasabasında doğdu. Babası bir çiftçiydi ve o doğmadan yaklaş

Müslüman Arap bilginleri, eski dönemlerde zamanı ölçmek için ilk kez Güneş saatini kullanmışlardı ..
Çok az sayıda düşünce insan bilincine zaman kadar derin bir şekilde nüfuz etmiştir. Zaman ve uzay fikri, insan düşüncesini binlerce yıl işgal etmiştir. Bunla

Nicholas Copernicus (solda), Galileo Galilei (sağda) ve Johannes Kepler (ortada).
Katolik Kilisesi Copernicus ve Galileo’nun kozmolojisini içine sindiremezdi, çünkü bu kozmoloji, dünya ve topluma mevcut bakış açısına meydan okumuştu. Eski, ağır

Zaman ve Felsefe
Antik Yunanlılar, zaman, uzay ve hareketin anlamını modern çağdaki insanlardan çok daha derin bir şekilde kavramışlardı. Yalnızca Antik çağın

Richard Feynmann
“Belki de, zamanın (sözlük anlamında) tanımlayamayacağımız şeylerden biri olması gerçeğiyle yüzleşip, yalnızca, onun ne olduğunu zaten

Görelİlİk: HENÜZ TAM OLARAK Çözümlenmemİş Bİr Problem
Özel görelilik teorisi bilimin en büyük başarılarından biriydi. Evrene bakış tarzımızı o denli devrimcileştirmişti ki, ancak dünyanın yuvarlak

Görelİlİk ve Karadelİkler
Newton’dan farklı olarak Einstein’a göre, kütleçekim zamanı etkiler, çünkü ışığı etkiler. Eğer bir kara deliğin kenarında hareketsiz tutulan bir &#

Philadelphia Deneyini gerçekleştiren Ekip: Einstein, Tesla, Rooswelt ve Von Neumann.
Bir elektronik teknisyeni, DC ve AC alanlar arasında hayli farklılık olduğunu bilir. Duran, çarpan ve dönen rotasyonlu alanlar ELF dalgaları ve sabit dalgalar gibi. Philade

LC Osİlasyon Devresİ ve Basİt Sarkaç Mekanİzması Üzerİne
Aslında Philadelphia Deneyi, Elektromanyetik Alan bileşenlerinin ve Kütleçekim Alanının, Birleşik bir alan kuvvetinin birer parçası olduğunu ispatlayan çok önemli

Sinüzoidal salınım yapan bir kütleden oluşan Basit Sarkaç Düzeneği.
Şimdi, her iki düzeneğin de matematiksel bir analizini yapalım ve elde edeceğimiz sonuçları değerlendirelim: İlk önce, LC Osilatör devresine ilişkin toplam A

Yüksek frekansta çalışan bir bobin oluşturabilmek için kullanılabilecek bir devre şeması.
Aslında verdiğimiz bu basit örnekten çok büyük sonuçlar çıkarabiliriz. Bunların içerisinde en önemlisi ise, aşırı yüksek frekanslarda maddenin atomlarını

Kuantum KöpüĞü
Sicim (Tel) Kuramı'na duyulan heves yıllar boyu sürekli değişkenlik gösterdi. 1970'li yıllarda oldukça ilgi görüyordu, ancak daha sonra birçok fizikçi Sicim Kuramı üze

Parçacıklar ve Dalgalar HALİNDE YARATILMA
Evrenin ilk dönemlerinde parçacıklar, hem kuvvetli Elektromanyetik alanlar veya yüksek enerjili ışınım, hem de kuvvetli Kütleçekim alanları etkisi altındaydı

Maddenİn Tekİllİk Noktaları: Mİnİ (Atomİk) Karadelİkler
Günümüz fiziğinin en büyük keşiflerinden birisi de maddenin büyük bir kütle yoğunluğu şeklinde içeri çökmesiyle oluşan tekillik noktalaları, yani karadeliklerdir.

Bİrleşİk Alan Teorİsİ: HerŞeyİn kuramı ve FİzİĞİn Sonu MU?
Herşeyin kuramı fikrini ilk ortaya atan Einstein’dı. Onun üzerinde çalıştığı “Unified Field Theory” (Birleşik Alan Kuramı

ELEKTROMANYETİZMA VE YERÇEKİMİ (GRAVİTASYON) TEORİLERİNİ BİRLEŞTİRMEK
EİNSTEİN’IN GENEL GÖRELİLİĞİ Galilei, tüm cisimlerin kütleçekim alanında eşit hızda düşeceklerini söylemiştir. Bu, d

Uzay-zaman eğrisi: Uzay-zamanda gösterilen Gelgit etkisi.
Genel göreliliğin ana fikri, serbest düşme hareketine “doğal hareketler” – kütleçekiminin olmadığı hallerdeki düzgün doğrusal hareketin benzeri – gözüyle bakmakt&

Elektrik alan kuvvetinin hesaplanmasında kullanılan doğrusal, yüzeysel ve hacimsel yük yoğunlukları.
  Şimdi, yukarıda noktasal iki yük için hesapladığımız elektrik alan kuvvetini genelleştirip bir Q test yükünden

YERÇEKİMİ VE KÜTLEÇEKİM
(GRAVİTASYON) ALAN TEORİSİ Akademik hayatımın son yıllarında, FARADAY ve COULOMB’un elektromanyetizma yasaları ile NEWTON’un genel

Birbirini çekişini gösteren elektromanyetik kuvvet alanları.
(James Clerk Maxwell, ‘Treatise on Electricity and Magnetism’, 1873 adlı kitabından.) Şimdi herhangi bir V kapalı hacmi içindeki

Bir harekete ilişkin yerdeğiştirme vektörleri.
Vektörler üzerinde dört cebirsel işlem tanımlanabilir: bir toplama ve üç türlü çarpma. i) İki vektörün toplamı: Bir

Bir vektörü skalerle çarpma.
iii) İki vektörün skaler çarpımı: İki vektörün skaler çarpımı: .

A) İki vektörün skaler çarpımı. (b) İki vektörün vektörel çarpımı.
iv) İki vektörün vektörel çarpımı: İki vektörün vektörün vektörel çarpımı:

VEKTÖRLERDE KOORDİNAT DÖNÜŞÜMÜ
Bir sistemdeki vektör bileşenlerini diğer sistemdekine dönüştürmenin belirli kuralları vardır. Örneğin x,y,z sistemine göre, ortak x = xٰ ekseni etrafında &

NOTASYON
Uzayda bir nokta (u,v,w) koordinatları verilmekle belirtilmiş olsun. Bu, kartezyen koordinatlarda (x,y,z), küresel koordinatlarda (r,θ,Φ), veya silindirik koordinatlarda (r,]

Kartezyen, silindirik ve küresel koordinatlar sistemi
Ortogonal koordinatlar sisteminin metrik katsayıları ve birim vektörlerini hesaplarsak: Kartezyen koordinatlar sisteminde konum vektörü:

GRADYAN
(u, v, w) noktasından (u+du, v+dv, w+dw) noktasına küçük bir diferansiyel yerdeğiştirme sonucu, skaler bir t(u, v, w) fonksiyonundaki artış, zincir kuralına göre:

DİVERJANS
Şimdi şöyle bir vektör fonksiyonu tanımlayalım: (u,v,w) noktasında her bir koordin

Ortogonal koordinat sisteminde Diverjansın tanımlandığı prizma yüzeyi.
Bu durumda, dτ hacim elemanının önündeki katsayı eğrisel koordinatlarda diverjansın tanımıdır:

Rotasyonelin tanımlandığı kapalı eğri.
  Kenarları sonsuz küçük olduğundan, bu dikdörtgenin alan elemanı: olur. Eğ

LAPLASYEN
Skaler bir fonksiyonun Laplasyeni “gradyanın diverjansı” olarak tanımlanır. Buna göre, daha önce elde ettiğimiz gradyan ve diverjans tanımlarını kulla

Bir vektör alanında Laplasyenin tanımı.
Nabla operatörüyle yapılacak diğer bazı işlemlerde aşağıdaki özdeşlikler, vektörel i&#

DİFERANSİYEL HESAP
X bağımsız değişkeni, bilinmeyen y=f(x) fonksiyonu ve bu fonksiyonun türevleri aras&

NTEGRAL HESAP
  Tek değişkenli bir fonksiyonun integralini alalım: Diferansiyel f(x) fonksiyonuna ait bu ifade temel integral teoremine göre:

TANSÖREL ANALİZ
Genel olarak N-Boyutlu uzayda, pratik olarak gösterimde kolaylık sağlamak için tansörler kullanılır. Tansör hesabı, genel relativite, diferansiyel geometri, elektromanyetik

METRİK TANSÖR
  N- boyutlu uzayda uzunluk elemanının karesi: veya kısaca;

EUKLEİDES (ÖKLİD) VE
LOBACHEVSKY GEOMETRİSİ Eukleides geometrisi klasik geometri olarak öğrendiklerimizden başka bir şey değildir. Ancak pek çok insan Eukl

EİNSTEİN’IN ÖZEL GÖRELİLİK KURAMI
Maxwell denklemlerince sağlanan görelilik ilkesi, diğer adıyla özel görelilik, kavranması oldukça zor olan bir kuram olup; ilk bakışta, içinde yaşadı&

Küresel koordinat sisteminde (r, θ,Φ) 5-boyutlu KALUZA geometrisinin temsilî resmi.
İşte bizim bu çalışmada teorik altyapısını oluşturacağımız 5-Boyutlu Relativitenin temeli bu hiperbolik ışık konisinin

ZAMAN YAPISI
  Her fiziksel süreç bir veya çok sayıda olay içerir. “Olay”, belirli bir (x, y, z) konumunda belirli bir t anında meydana gelir. Bir ‘E’ olayının ey

DÖRT VEKTÖRLER
  Lorentz dönüşümlerini daha sade gösterebilmek için yeni büyüklükler tanımlarsak; ,

DEĞİŞMEZ İNTERVAL
Bir A olayının koordinatlarında ve diğer bir B olayının da

ZAMAN YAPISI
  5-Boyutlu uzay-zaman mimarisi, üçü uzayı diğer ikisi ise 5. boyut zamanını oluşturacak şekilde oluşmuştur. İlk üç boyut olan uzayı

UZAY YAPISI
Riemann, Evrenin yapısının eşmerkezli mükemmel bir çapı olan çok düzgün bir küre olduğunu kanıtladı. Aşağıdaki şekilden de görüldüğü

KOORDİNAT DÖNÜŞÜMÜ
İki boyutlu zamanın kuvvet çizgilerine ait hiperbolik eğri denklemlerini çıkartmadan önce, bu denklemleri çözmekte kullanılan kompleks fonksiyonların oynadığ

KONFORM DÖNÜŞÜM
  İki boyutlu zaman yapısına, kompleks değişkenler teorisi kullanılarak kolay bir çözüm getirilebilir. Bu teorinin esası, karışık bir

ANALİTİK FONKSİYONLAR
  Az önce verdiğimiz iki örnek dönüşümde görüldüğü gibi, w’nin w=f(z) gibi z’nin herhangi bir fonksiyonuna eşit olması halinde z düzleminde çizilmi#

Kesikli çizgiler, y=sabit veya v=sabit kuvvet çizgilerini; kesiksiz çizgiler de, x=sabit ya da u=sabit kuvvet çizgilerini göstermektedir.
w=z1/2 dönüşümünde, x=u2-v2 ve y=2uv olduğunu bulmuştuk. Bu bağıntılar yardımıyla z düzlemindeki he

GENİŞLETİLMİŞ EXTRA BOYUTLU
(5D) ALAN DENKLEMLERİ   Küresel koordinatlardaki 5-Boyutlu genel uzunluk ifadesinin,  

RİCCİ TANSÖRÜ
  Burada ara hesaplamalar çok uzun ve karmaşık olmasına rağmen Ricci Tansörüne ilişkin

BOYUTLU İNDİRGENMİŞ FİZİKSEL METRİK
  4’ten fazla boyutları ifade etmek için, kullanacağımız geometrik büyüklüklere ilişkin doğru teorik formüller oluşturmak gerekir. 5-Boyutlu uzayda

BOYUTLU ENERJİ-MOMENTUM TANSÖRÜ
Fiziksel 4-Boyutlu metrik cinsinden daha önce hesapladığımız Enerji-Momentum Tansörü

GENELLEŞTİRİLMİŞ EİNSTEİN-SCHRÖDINGER-KURŞUNOĞLU BİRLEŞİK ALAN KURAMI
Behram Kurşunoğlu’nun genelleştirilmiş birleşik elektro-gravitasyonel alan kuramını vereceğimiz bu kısım, teorimiz boyunca kademe kademe ilerledi&#

Evren, Dev Bir Bilgisayar Tarafından mı Yönetiliyor?
Birleşik alan teorisine alternatif olarak ileri sürülen bir kurama göre, evrenin tamamı, inanılmaz bir dikkatle programlanmış, dev ölçülerde bir bilgisayar tarafından

EVRENDEKİ VARLIK İÇERİĞİNE AİT BİLGİNİN KAYNAKLARI KONUSUNDA ÜÇ ÖNEMLİ SORU
Fredkin'e göre, bu bilgi kuramı, fizik kurallarından daha basittir ve her şeyin sebebi ve ilk hareketi olarak basit bir şekilde tanımlanabilir. Fredkin:

KOORDİNAT YAPISI
  Daha önce tanımladığımız 5-Boyutlu uzay-zamana ait koordinat yapısı oldukça basitti. Klasik literatürde bu koordinatlardan ilk dördü, bildiği

Ii)- UZAY-ZAMANIN ZAR YAPISINI OLUŞTURAN TEORİLER: EXTRA BOYUTA (5. BOYUT) BAĞLI VE OLAN DURUMLAR
  Bu durumda; yani olması, Aμ=0 olmasını gerektirecektir.

GENEL DURUMDA 5-BOYUTLU "İNDİRGENMİŞ MAXWELL TİPİ” DENKLEMLERİN ELDE EDİLMESİ VE SONUÇLARI
  Bu bölümde en genel haliyle, 4-Boyutlu indirgenmiş Enerji-Momentum Tansörleri ve Ricci Tansörüne ilişkin koordinat sistemine bağlı bir bileşen (Φ

GENEL DURUMDA 5-BOYUTLU İNDİRGENMİŞ ”KÜTLEÇEKİM ALAN TANSÖRÜNÜN” ELDE EDİLMESİ VE SONUÇLARI
Kütleçekim Alanı , Manyetik Alan

BOYUTLU UZAY-ZAMANDA EİNSTEİN KÜTLEÇEKİM ALANI DENKLEMLERİNİN ÇÖZÜMÜ
  Şimdi, tekrar Einstein Alan denklemlerine dönelim ve bu diferansiyel denklemlerin çözümlerinin ne anlam ifade ettiklerini düşünelim. Bildiğimiz gibi 5-Boyutlu fizikse

A)- MANYETİK ALAN SIFIR [BKK=0] DURUMU
  Bu durumda Einstein denklemlerinin kısmî çözümü:     olur.

B)- ELEKTRİK ALAN SIFIR [EKK=0] DURUMU
  Bu durumda v=0 ve ω=0 yazarak Einstein denklemlerini şu şekilde basitleştirebiliriz:  

SONUÇLAR
  Buraya kadar anlattığımız 5 durumu Elektromanyetik Kütleçekim Alan Tansörü cinsinden ifade

BOYUTLU UZAY-ZAMANDA EİNSTEİN KÜTLEÇEKİM ALANI DENKLEMLERİNİN ÇÖZÜMÜ
  Şimdi 5-Boyutlu uzay-zamandan 7-Boyutlu uzay-zamana geçtiğimizde Einstein denklemlerinin çözümlerinde ne gibi bir değişim olacağını inceleyelim. 7

Elipsoidal Konik eğriler, kararlı parçacıkların yörüngesidir.
  SİCİM TEOREMİ {strıng theory} VE KÜTLEÇEKİMİNİN GÖRELİLİĞİ: “aynı andalığın görelİ bİ

Atomik (Kuantum) boyutlarında oluşan dolanımlı Diferansiyel Elektrik ve Manyetik akımlar.
Yani, teorik olarak manyetik yük elektrik yükünün yaklaşık 66 katı büyüklükte yük taşımaktadır. Bu da manyetik alanın neden elektrik alandan daha güçlü olduğ

Hareketli yük içeren bir durumda tekillik yüzeyinde oluşan normal ve teğetsel kuvvetler (Şuhubi, 1995).
Deformasyon içeren bu süreksiz tekillik alanında elektrostatik alanın etkileşimi mikro düzeydeki kütle ve yük etkileşimlerinin bir sonucudur. Manyetik yükün fiziksel olarak teki

Atom yörüngesinde dolaşan iki elektron ve iki gravitonun birbirine uyguladığı çekim kuvvetleri.
  Yalnız burada yukarıdaki dik üçgendeki vektörel toplam alınırken, ve

Teorem-1: Zamanla değişen B
Son olarak Birleşik alan teorisinde tanımlayacağımız, temel elektrodinamik denklemleri elde etmeden önce, 4-boyutlu uzay-zamanda manyetik alanın zamanla değiş

Teorem- 4: Adyabatik değişmezler.
Klasik mekanik bağlamında tanımlanmış olan etki integralini anımsayalım: . Dönemsel devinim

Ekil: İki aşamalı plazma adyabatik sıkıştırma aygıtının çizgesi(F.F. Chen, 1974) .
  Teorem-5: Birinci adyabatik değişmez, μ  

Teorem- 6: İkinci adyabatik değişmez, J
İki manyetik ayna arasında tuzaklanmış olan bir yüklü parçacığı düşünelim. Bu parçacık, iki "ayna" arasında "yansıma frekans

Ekil: Bir manyetik ayna geometrisinde a ve b ayna noktaları arasında yansıyan parçacık (F.F. Chen, 1974).
  Şimdi, zamanla değişmeyen ancak uzayda değişen bir manyetik alan içinde J niceliğinin değişmezliğini kanıtlayalım: b

Ekil: J’nin değişmezliğinin kanıtlanmasında kullanılan çizge (F.F. Chen, 1974).
  Bu orantıdan yola çıkarak aşağıdaki bağıntıy&#

Teorem- 7: Üçüncü adyabatik değişmez , F
  Bu adyabatik değişmez, parçacığın güdücü özeğinin sürüklenmesinin üçüncü bir dönemsel devinime neden olacağını gösterir. Bu dönemsel dev

Parçacığın yörüngesi üzerindeki sicim parçası üzerindeki gecikmeli potansiyel vektörleri.
Şimdi, herhangi bir yük dağılımı için, skaler potansiyel ifadesini yazarsak;  

BİRLEŞİK ALAN TEORİSİNİN
SONUÇ DENKLEMLERİ STATİK KÜTLEÇEKİMSEL BİRLEŞİK ALAN DENKLEMLERİ   Böylece Elektromanyetizma ve Yerçekimi kanunla

Planck ölçeğindeki tek bir sicim halkasının dalga hareketini belirler
Eğer,yük ve akım kaynağı tansörü yerine, herhangi bir partiküle ait kütle terimi gelirse bu durumda birle&

Kütleçekim alanında titreşen gravitonun dalga hareketini belirler
  Eğer, yük ve akım kaynağı tansörü yerine,

Güçlü çekirdek kuvvet alanında titreşim yapan gluonun dalga hareketini belirler
Eğer, yük ve akım kaynağı tansörü yerine,

Courtesy and Copyright of National Geographic).
       

Elektromanyetik Gravitasyon Dalgasının Elektrik, Manyetik ve Kütleçekimi Alanı bileşenleri.
Maxwell denklemlerinin önceki formu şu şekildedir: Birleşik alan teoremini bu denklemlere uy

KÜTLEÇEKİM ALANININ HELEZONİK BİR YAPIDA OLMASI VE LAVABODAN AKAN SUYUN NEDEN BURGAÇ YAPARAK AKTIĞI ÜZERİNE
  Dünya üzerinde lavabodan boşalttığımız su neden helezonlar çizerek akmaktadır. Kuzey ve Güney yarımküredeki burgaç (kıvrılma) yönünün te

Dünyanın MANYETİK ALANI VE PUSULADA MEYDANA GELEN SAPMA ÜZERİNE
  Kütleçekim dalgasının vektörel yapısından dolayı, Dünyanın Kuzey-Güney kutupları arasında yer alan manyetik alanın yönü coğrafî Kuz

Yerin Manyetik alanı ve pusulada meydana getirdiği sapma açısı (β).
  olarak bulunur. Bu açı, yeryüzünün değişik coğrafi koordinatlarında belirli değe

PULSAR YILDIZLARININ İDEAL BİR DİPOL GİBİ DAVRANMASI ÜZERİNE
  Günümüzde yapılan Astronomik gözlemlere göre, çok hızlı dönen (saniyede 103 devir gibi çok yüksek bir ω açısal hızıyla) kompakt

PSR 1913 Pulsarının yörüngesi.
Bir pulsar yörüngesi, helezonik bir sarmal çizen ve zamanla birbirine yaklaşan iki eşdeğer kütleli yıldızı öngörür. Bu yörünge sistemi, odak noktalarından birisin

NÖTRON YILDIZLARININ YÜZEYİNDE OLUŞAN GÜÇLÜ MANYETİK ALANLAR ÜZERİNE
  Nötron Yıldızları olarak bilinen ve çökmek üzere olan dev yıldızlar, son aşamasına gelmiş yıldızların küçük bir hacimde büyük

KÜTLEÇEKİMİ ETKİSİNDEKİ ELEKTRON VE
GRAVİTONLARIN YÖRÜNGELERİ ÜZERİNE   Şimdi elektronun atom çevresinde dolandığı alan civarındaki birim elektrik al

BİR PARÇACIĞIN YÖRÜNGESİ VE UZAY-ZAMANDAKİ DURUMU
  Sırası gelmişken burada biraz da kuantum mekaniğinden bahsetmek istiyorum. Klasik düzeyde tek bir kuantum parçacığını düşünürsek, parçac

Dünya yüzeyi yakınlarındaki oluşturduğu Manyetik Alan.
  Şimdi bu manyetik alanın, karadelik tünelinin en uç noktasında yani Planck ölçeğinde dairesel bir yörünge üzerinde oluştuğunu (noktasal manyetik bir ka

Dünya yüzeyi için yarıçap ve kütleçekim kuvveti vektörleri.
Stokes Teoreminden;   integralindeki sağ taraftaki integral ifadesini;

Dünya, Ay ve Güneş için θ açısının değişimi.
  Bulunan bu integral ifadeleri sadece verilen bu sınır koşullarında geçerli olup, dikkat edilirse kütleçekim sabiti ifadeleri R (yarıçap)’dan bağ

Sonsuz küçük bir ABCD Karadelik Kütleçekim Akısı çevrimi boyunca kütle değişimi.
  Diverjans Teoremine göre ise;   ve buradan hareketle; ΔV→dV

PROTON BOZUNMASI VE ENERJİNİN KORUNUMU KANUNU ÜZERİNE
[ENERGY TRANSFORMATİON]   Herkesin okul yıllarında beri bildiği temel bir fizik kanunu vardır: Enerjinin Korunumu Kanunu. Hepimiz bu

Higgs Alanı ve Tanrı Parçacığı Arayışı!
  CERN (Avrupa Nükleer Araştırma Konseyi) deneyinde aranan aslında “Higgs Parçacığı” dır (Higgs bozonu). Peki Higgs parçacığı

BİRLEŞİK ALAN TEORİSİNİN GENEL SONUÇLARI
1)- Uzay-zamanın 4-Boyutlu yapısının dışında bir 5. Boyut daha vardır. Bu 5. boyut helezon yaparak kıvrılmış ve sakl

Küresel bir kaynağın etrafında oluşan Alan şiddetlerinin merkezden uzaklığa göre değişimi.
Dinamik yük durumunda, elektromanyetik kütleçekim kanunlarının sonuç denklemleri ise, ışık hızı civarında ve ışık hızının tam v

Schwarzschild Karadelik-Kütle aktarım Diski.
a)- Birleşik alan teorisine göre kapalı 4-boyutlu uzay zamanda dolanımlı iki ma

Güçlü çekİrdek kuvvetİ.
olarak bilinen 4 temel kuvvetten elektromanyetizma ve kütleçekimi 5. Boyutta birleşerek kütleçekimsel elektromanyetik dalgalarını oluşturmaktadır. Peki zayıf kuvvet ol

EK-II UZAY-ZAMAN GRAFİĞİ-II
DÜNYA MERKEZLİ PARALEL EVRENLER MODELİ (11-BOYUTLU UZAY-ZAMAN)

FİZİK TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
  Açısal Momentum: Bir ya da bir grup parçacığın dönme hareket miktarı. (ђ/2π) biriminin (ђ, Planck sabitid

Temel Fiziksel Sabitler

Maclaurin Serileri
e x = 1 + x + x 2 / 2! + ... + x n / n! + ... {Her x değeri için}   sin x = x - x 3 / 3! + x 5 / 5! - x 7

Trigonometrik Formüller
Trigonometrik açıların Toplam/Fark İfadeleri:   cos(A + B) = cos A cos B - sin A sin B cos(A - B) = cos A cos B + sin A sin B

Kapalı formda integrali alınamayan bazı ifadelerin belirli integralleri
  Bazı fonksiyonların kapalı formda ters türevleri [integralleri] alınamazlar. Buna karşın, belirli integral şeklinde bazı fonksiyonların

Çizgisel İntegral
integralleri a noktas

Yüzey ve Hacim İntegralleri

Katı Açılar ve Akı Teorisi
Elektromanyetizmada çoğu zaman bir vektör alanının bir yüzey üzerinde akısını hesaplama gerekir.

Diferansiyel Hesap
vektör alanının t skaler değişkeninin sürekli fonksiyonu olsun. bu şekilde t

Gradient
f(x, y, z) bir skaler alan olsun ve (x, y, z) noktasından sonsuz küçük vektör, olmak üzere eğri üzerinde

Rotasyonel ve Stokes Teoremi
P(x,y), herhangi bir sürekli vektör

Laplasyen
Bazı skaler alanların gradientinin diverjansı elektromagnetizmada ve kütleçekim alanının hesaplanmasında (genel olarak pek çok fen bilimi ve mühendislik alanında

Korunumlu Alanlar
Herhangi bir kapalı C eğrisi boyunca, şartını sağlayan alanlara “

Vektör Özdeşlikleri
Aşağıda listelenen vektör özdeşlikleri birleşik alan teorisinde sıkça kullanılmaktadır. Özdeşliklerin hepsi sağ ve sol yanları açılı

Boyutlu Katı Yüzeyler

Minkowsky Geometrisi, Tansör Hesabı ve 4-Boyutlu Görelilik (Relativite) Teorisi
Newton’un mutlak uzay varsayımı eylemsizlik ivmesine (direncine) ve merkezkaç kuvvetlere dayanır. Newton Mekaniği’nin, bir cismin mg gravitasyon ivmesi ile

Eğri Uzay-Zaman
Öklit Geometrisinde iki nokta arasındaki en kısa yolun doğru olduğunu öğrenmişizdir. Burada en kısa yol deyimi uzaklık kavramıyla ilgilidi

Einstein: Eşdeğerlik İlkesi
“.. Keyfi bir gravitasyon alanındaki uzay-zaman’ın her noktası için öyle yerel eylemsiz (serbest düşen) bir konuşlanma sistemi seçilebilir ki, noktanın yeterince kü

Õîòèòå ïîëó÷àòü íà ıëåêòğîííóş ïî÷òó ñàìûå ñâåæèå íîâîñòè?
Education Insider Sample
Ïîäïèøèòåñü íà Íàøó ğàññûëêó
Íàøà ïîëèòèêà ïğèâàòíîñòè îáåñïå÷èâàåò 100% áåçîïàñíîñòü è àíîíèìíîñòü Âàøèõ E-Mail
Ğåêëàìà
Ñîîòâåòñòâóşùèé òåìå ìàòåğèàë
  • Ïîõîæåå
  • Ïîïóëÿğíîå
  • Îáëàêî òåãîâ
  • Çäåñü
  • Âğåìåííî
  • Ïóñòî
Òåãè