Teorem- 7: Üçüncü adyabatik değişmez , F

 

Bu adyabatik değişmez, parçacığın güdücü özeğinin sürüklenmesinin üçüncü bir dönemsel devinime neden olacağını gösterir. Bu dönemsel devinimle ilişkili adyabatik değişmez, sürüklenme yüzeyinin içinde kalan toplam manyetik akıdır. B yavaşça değiştikçe parçacık belli bir kapalı yüzey üzerindeki konumunu korur. Bu yüzeyin içinden geçen toplam manyetik alan çizgi sayısı sabittir. Üçüncü adyabatik değişmezin korunumu ilkesi bozulursa, parçacıklar manyetik küreden özekteki gökcismine doğru dikine sızma (radial diffusion) gösterirler.

 

 

Teorem- 8: Yapay Işınım Kuşakları

 

Çiftuçay (dipole) manyetik alana sahip gök cisimlerinin manyetikküreleri ışınım kuşakları içerir. Yer ve Jüpiter’in ışınım kuşaklarına sahip olduğu uydularla yapılan yerinde ölçümlerle saptanmıştır. Bu ışınım kuşakları, gezegenlerin manyetik alanlarıyla etkileşen kozmik kökenli parçacıklardır.

 

Yer’in manyetik alanının kaynağını tam olarak anlayabilmiş değiliz, ancak, Yer’in kendi dönme ekseni çevresinde dönmesine bağlı olarak Yer’in özeğindeki sıvı mağmada akımlar ortaya çıkar. Sıcak sıvı mağmada madde iyonlaşmış akışkan durumunda olduğundan plazma özellikleri sergiler. Diğer bir deyişle, kapalı devrelerde dolanan plazma akımları manyetik alan üretir (mJ =Ñ ´ B). Yer’in manyetik alan geometrisi ayrıntılarına dek incelenmiştir. Bu manyetik alanı dev bir çiftuçaya (dipole) benzetebiliriz. Yer’in dönme ekseniyle manyetik eksen arasında 110.5 lik bir açı vardır. İşte bu önemli sonuçtan dolayı, Çiftuçayın özeği Yer’in özeğinden 400 km denli kaymış durumdadır. Bu nedenle, Yer’de yüksek coğrafi enlemlere doğru gidildikçe manyetik alan yeğinliğinde artışlar gözlenir.

 

Aşağıdaki şekillerde gösterildiği gibi, Çiftuçay manyetik alanın kuvvet çizgileri Yer’in yakın komşuluğunda bir manyetikkürenin oluşmasını sağlar. Manyetikküre, güneş rüzgarının uyguladığı basınçla bozulmaya uğrar. Manyetikkürenin gündüz tarafı basık, gece tarafıysa gerilmiş biçimdedir. Gündüz tarafının Yer’e olan uzaklığını, manyetikkürenin manyetik basıncıyla güneş rüzgarının plazma basıncı arasındaki hidrodinamik denge koşulu belirler. Bu bölgeye manyetopoz denir. Yer manyetik alanının B ~ B0 / L3 yasasına uygun olarak değiştiğini varsayarsak, manyetopozun yeryüzüne olan uzaklığı L=( 10 - 12 ) RYer denlidir. Burada, B0 manyetik alanın yeryüzeyindeki yeğinliğidir; B, L uzaklığındaki manyetik alan değeri; L de RYer cinsinden uzaklıktır.

 

Yer’in ışınım kuşaklarında tuzaklanmış olan elektrik yüklü parçacıkların erkeleri 100 keV - 100 MeV aralığında değişmektedir. Bu parçacıkların büyük çoğunluğu 1-10 MeV erke aralıklarında bulunur.

 

Yer’in ışınım kuşakları 1958 yılında Van Allen ve Vernov tarafından bulunmuştur. Bu yıllarda fırlatılan ilk Sovyet ve Amerikan uyduları Yer’in ışınım kuşaklarını serendip olarak bulmuştur. Kozmik ışınların araştırılması amacıyla tasarlanmış olan bu uydularda Geiger sayıcıları bulunuyordu. O günlere dek yapılan balon ve meteoroloji roket gözlemlerinde bulunan Geiger sayıcıları Yer’den 100 km yüksekliklere dek kozmik ışın yeğinlik değişimlerini en ince ayrıntısına değin saptamıştı. Balon ve roket gözlemlerinde, Yer atmosferinin koruyucu etkisinin azalmasına bağlı olarak kozmik ışın yeğinliğinin yükseklikle hızla arttığı sonra belli bir sabit değere ulaştığı gözlendi. Uydular fırlatılmadan önce balon sonuçlarına benzer bir yeğinlik dağılımı bekleniyordu. Çünkü balonlardan daha yükseklere çıkan uyduların sözü edilen sabit kozmik ışın akısını ölçeceği sanılıyordu. Ancak uydulardaki Geiger sayıcıları kozmik ışın akısında ani artışlar gösterdi. Uyduların ölçtüğü akı balonlarınkinin 104 katına dek çıkıyordu. Önce ne olduğu anlaşılamadı. Daha sonra, uydunun yörüngesi bilindiğinden, kozmik ışın akısının zaman değişimi, kolaylıkla, ışınım akısının coğrafi konsayılarla değişimine çevrildi. Böylece Yer çevresinde halka biçiminde oluşmuş olan ışınım kuşaklarının varlığı sergilenmiş oldu. Uydunun ışınım kuşaklarına girmesiyle akıda artış, çıkmasıyla da azalış algılanıyordu. Uydulara konuşlandırılmış olan Geiger sayıcılarının pencereleri önüne yerleştirilen değişik kalınlıktaki süzgeçlerle ışınım kuşaklarındaki parçacıkların erke düzeyleri ölçüldü.

 

Aşağıdaki şekilde, Amerikan uydularının ölçüm sonuçları gösterilmektedir. A grafiği Atlantik okyanusu üzerinde, B grafiği de Pasifik Okyanusu ( Singapur) üzerindeki ölçüm sonuçlarını göstermektedir. A ve B grafiklerinin değişik yükseklikler göstermesinin nedeni, manyetik eksenin dönme ekseniyle 110.5 derecelik açı yapması nedeniyle ortaya çıkan bakışıksızlıktır (asimetri).

 

m