ATOMUN YAPISI

Atom çekirdeğinin varlığı üzerine ilk çalışma radyoaktifliğin keşfinden sonra elde edilen α ışınlarının bir altın yaprak üzerine düşürülmeleri ile Rutherford tarafından yapılmıştır. Bu çalışma, Greiger-Marsten ve Chadwick tarafından birbirinden bağımsız yapılmış ve teori doğrulanmıştır. Rutherford ve çalışma arkadaşları, α ışınlarını ince bir altın yapraktan geçmesi olayını aşağıdaki grafikte verilen düzeneği kullanarak incelemişlerdir.

Bir kurşun blok üzerine açılan ince bir delik üzerine yerleştirilen radyum parçasından elde edilen α ışını demeti altın levha üzerine düşürülmüştür. Altın yaprağını geçen ışınımlar bir flüoresans levha ve mikroskop yardımıyla gözlenmiştir. 6.1-5 cm kalınlığındaki altın levha havayı geçirmemektedir. α ışınlarının hava molekülleri içindeki etkisini önlemek için de sistem vakumlanmıştır. Altın atomlarının α parçacıklarına göre çok daha büyük olması düşüncesiyle, bu ışınlar için altın yaprağının bir set oluşturacağı her ne kadar akla gelebilirse de; deneyde bunun tersine olarak α ışınlarının büyük bir kısmının levhayı geçerek yoluna devam ettikleri, küçük bir kısmının da saçılmaya uğradığı deneylerle gözlenmiştir. Altından başka, diğer maddelerle de aynı deneyler yapılmış ve ışınımların saçılmaya uğrayan kısmının maddenin kalınlığı ile orantılı olduğu bulunmuştur.

Bu deneyden Rutherford’un çıkardığı sonuç şudur: Atomların kütleleri son derece küçük boyutlu çekirdeklerde toplanmıştır. Elektriksel deşarj olaylarında elektronlar atomdan kopartılarak pozitif iyonlar oluştuğuna göre; elektronlar atomun dış kısmını meydana getirirler. Elektronların atomun dış kısmına tutunabilmeleri için de çekirdeğin pozitif yüklü olması gerekir. Dolayısıyla çekirdeğin bu pozitif yükü onu kuşatan elektronların toplam negatif yüküne eşittir. Elektronlara etki eden Coulomb kuvveti ile evrensel çekim kuvvetinin matematiksel ifadeleri birbirine benzediğine göre çekirdek ve etrafındaki elektronlarla; etrafında gezegenlerin bulunduğu güneş sistemi benzer matematiksel ve geometrik ilkelere sahip olmalıdırlar.

Bir kurşun blok üzerinden geçen ışınımlar üç farklı ışınıma ayrışır: α,βveγ

Gerçekten de bunun böyle olduğunu, çalışmamızın ilerleyen teorik kısımlarında daha açıkça görebileceğiz. Bu düşünceye göre, elektronlar çekirdeğin etrafında gezegenlerle benzer bir yapıda olan bir yörünge üzerinde dönmelidirler ve buna göre α ışınlarının büyük bir çoğunluğu yaklaşık 2000 atom kalınlığındaki bir altın levhayı geçtiğine göre, çekirdeğin çapı atomun çapı yanında çok küçük olmalıdır. Güneş ve yıldızlar arasında olduğu gibi, çekirdek ve elektronlar arasında da büyük bir boşluk vardır. Bu sebeple bir α parçacığının doğrudan doğruya çekirdeğe çarpma ihtimali çok azdır. Buna karşın elektronlara çarpma ihtimali daha büyüktür. Ancak elektronların kütlesi, α parçacıklarının kütlesinden çok daha küçük olduğundan böyle bir çarpışmada α parçacıklarının doğrultusu ve hızı değişmez. Fakat elektronları yörüngelerinden çıkartabilirler. Çekirdek ve α ışınlarının her ikisi de (+) yüklü oldukları için α ışınları çekirdek tarafından itilir. Bir α taneciği çekirdeğe ne kadar çok yaklaşırsa doğrultusu o kadar değişir. İşte saçılmanın gerçek sebebi budur.