GENELLEŞTİRİLMİŞ EİNSTEİN-SCHRÖDINGER-KURŞUNOĞLU BİRLEŞİK ALAN KURAMI

Behram Kurşunoğlu’nun genelleştirilmiş birleşik elektro-gravitasyonel alan kuramını vereceğimiz bu kısım, teorimiz boyunca kademe kademe ilerlediğimiz ve aynı zamanda birleşik alan denklemlerine giden yoldaki Einstein-Maxwell tipi elektromanyetik gravitasyon kuramının da bir öncüsü niteliğindedir. Bu noktada, Kurşunoğlu’nun kaynakları içermeyen elektromanyetik dual tansör ve simetrik olmayan Ricci tansörü üzerinden elde ettiği alan çözümleri oldukça işimize yarayacaktır. Kurşunoğlu’nun teorisi, Abelian olmayan alanlar üzerine oldukça pratik ve zarif bir şekilde kurulmuştur. Elektrogravitasyonel alana ilişkin Abelian olmayan Lagrange operatörü;

olmak üzere, Metrik elektromanyetik alan tansörü ifadeleri;

Ve Dirac-Gamma matrisleri;

şeklinde olur. Simetriden dolayı ve eşitliklerini kullanarak Lagrange operatörünü yeniden düzenlersek;

ve bu ifadede olarak alırsak;

şeklinde Faraday yasasını elde etmiş oluruz.

Burada da olarak alıp, elektromanyetik tansörü ise, birleşik alanlar cinsinden şeklinde alırsak;

Ve bu durumda Lagrange denklemi;

 

şekline gelir.

Burada, tansörünü;

şeklinde genişletilmiş bir halde Lagrange denklemine eklersek olması durumunda Einstein kütleçekim denklemlerinin genişletilmiş hali olan;

eşitlikleri elde edilir. Ayrıca, ve alınırsa;

Kurşunoğlu’nun Ampere yasası denklemi elde edilir;

 

Gerçekten de, yukarıda verilen genişletilmiş Einstein-Kurşunoğlu denkleminin diverjansını alırsak Lorenz kuvvetini elde etmiş oluruz;

Şimdi, Elektrozayıf kuvvete ait alan tansörünü olarak tanımlarsak;

 

ve olarak alırsak;

 

şeklinde Faraday yasasının eşdeğerini elde etmiş oluruz. Bu durumda Elektrozayıf kuramını da içeren Birleşik alan tansörü;

 

şeklinde olacaktır. Bu tansör denklemi, ilerki kısımlarda Einstein-Maxwell denklemlerinin elde edilmesinde çok işimize yarayacaktır.

 

Burada Kurşunoğlu’nun birleşik alan denklemlerinin detaylarına çok fazla giremedik fakat en önemli sonuçlarını altı madde halinde şöyle özetleyebiliriz;

1- Birleşik alan teorisi, Ф skaler potansiyel alanında şeklinde bir elektrogravitasyonel kütleçekim alanını belirleyen 16 simetrik alan denklemiyle ifade edilebilir.

 

2- Bu durumda, manyetik yük ifadesi, Lorenz kuvvetinden hareketle denklemiyle belirlenebilir.

3- şeklinde çekici (Gravitation) ve şeklinde itici (Levitation) kütleçekimi olmak üzere, Manyetik ve Elektriksel yüklerin fonksiyonu olarak Elektrogravitasyonel kütleçekim alanı çekici ve itici çekim kuvvetleri cinsinden aşağıdaki gibi dört durumla ifade edilebilir:

4- Bu eşitlikler ise, kütleçekim alanının bir tekillik noktası civarında yüklere bağlı olarak kapalı ve açık zar içermesi durumunda manyetik yüklerin;

 

 

şeklinde bir kütleçekim alanında elektrodinamik hareket denklemiyle belirlenen ve “Orbitron Yükleri ” adı verilen ve “” skaler potansiyel alanında tüm uzay-zamanı dolduran manyetik yük titreşimleri içeren bir dalga denklemine denk gelir. Biz bu çalışmamızda, bu yüklerin “Manyetik monopollere” denk geldiğini öngöreceğiz. İşte, bu yükler tüm uzay-zamanda mini karadelik tekillikleri üreterek Miniblackholes denilen noktacıklarının uzay-zamanda partikülün kütle ve yüküne bağlı olarak herhangi “” frekansında titreşen sicim benzeri kuantum manyetik yük dalgalanmalarına denk gelir.

 

5- Uzay-zamanı kaplayan tüm D-zarlar boyunca hiç boşluk kalmayacak şekilde bu manyetik yük titreşimlerinin hareketleri;

 

 

Sicim denklemleriyle belirlenen dinamik ve sürekli titreşen bir uzay-zaman yapısını meydana getirir. Buna göre, hareketsiz manyetik yükler itici kütleçekim alanını oluşturarak uzay-zamanda kütle yoğunlaşmasıyla birlikte kuvvetli bir elektrogravitasyonel alan meydana getirirken; dinamik yükler elektrik alan ve manyetik alanı da içeren çekimci elektrogravitasyonel dalgaları oluşturarak uzay-zamanı dolduran partikül veya büyük kütleli cisimlerin bir arada durmasını sağlar.

 

6- Bu manyetik yük titreşimleri düzenli olmayıp, süpersicim teorisine göre genel relativite çerçevesinde, “M” kütle olmak üzere “r0“ Schwarzschild yarıçapındaki bir kapalı bir diferansiyel hacim içerisinde;

 

 

kütleçekim denklemine göre bir yörünge eğrisi çizer. Evrendeki en küçük sicim parçası için bu yarıçap değeri 10-32 cm. olurken; çok büyük değerler için, yani olması durumunda alan denklemlerinin çözümleri düz-uzay zamanda tanımlanan Newton yasalarına yakınsar:

 

 

Buradaki “E” partikülün enerjisi; “e”, kütleçekim eğrisinin yörünge exantrisitesidir. Bu manyetik yük dalgalanmaları, Newton mekaniğinde çeşitli enerji durumları için yukarıdaki yörünge eğrilerine yakınsarken; M teorisinde düzensiz kuantum köpüğü dalgalanmalarına denk gelecektir..

 

Evren ve içerisindeki madde dalgalanmalarının yapısını açıklayan başka birleşik alan teorileri de vardır. Çalışmamız boyunca 5-boyutlu bir birleşik alan teorisine odaklandığımızdan, bu diğer teorilerin (Örneğin, M kuramı gibi) detaylarına yeterince giremedik fakat yeri geldikçe bu çeşit teorilere de kitabımızda kısa kısa yer vereceğiz. Örneğin, bunlardan en ilginci olan birisi Amerikalı ünlü astrofizikçi Edward Fredkin’e aittir. Fredkin’e göre, tüm evren mükemmel bir tasarımla proglamlanmış devasa bir bilgisayar tarafından yönetilmektedir. İlginçtir ki, bu teori Allah’ın herşeyin kader programında kayıtlı olan yaratılış programını LEVH-İ MAHFUZ’da saklı tutması fikriyle benzeşmektedir:

“Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-İ Mahfuz’da) olmasın..”

 

Bu gerçek Kur’ân-ı Hakîm’deki diğer birçok ayette de açıkça şöyle ifade edilir:

“İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır? Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter! Fakat insan önündekini (Kıyameti ve Yeniden dirilişi) yalanlamak ister..”

“Bu Kur’an Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Ana Kitapta kayıtlı olanları (Levh- Mahfuz) açıklayandır..”

“Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki, apaçık bir kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın..”

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz'da)’dır..”

“Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde cezalandıracağız. Bu, Ana Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır..”

“Bilmez misin ki, Allah, yerde ve gökte ne varsa hepsini bilir? Bu, bir kitapta (levh-i mahfuzda) mevcuttur. Bu (eşya ve olayların bilgisine sahip olmak), Allah için çok kolaydır..”

“Gökte ve yerde göze görünmeyen hiçbir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın..”

“İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır)..”

“Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yahut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır..”

“Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir..”

“Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır..”

{Kur’ân-ilgili âyetler}

şeklinde ayetler devam edip gider fakat dikkat edersek ayetlerde bahsedilen bu Levh-i Mahfuz’un gerçekte ne olduğu çok fazla açıklanmaz. Şimdi, Fredkin’in bu konuyla ilgili görüşlerine yer vererek teorimize tekrar kaldığımız yerden devam edeceğiz: